15 Temmuz 2017 Cumartesi

Her zaman ihtiyaç duyduğumuz şey: Birlik ve beraberlik








Birlik ve baraberlik içinde yaşamak güçlü ve sarsılmaz olmaktır. Gücümüzü artırmak ve varlığımızı sürdürmek için toplum olark birlik ve beraberlik içinde olmalıyız.Düşman karşı tarafı yenmek için öncelikle bölüp parçalamayı düşünür. Hayvanlar bile avını bölüp parçalayarak yer bitirir.
Birlik ve bütünlüğün olmadığı yerde ayrılıklar ortaya çıkar. Ayrı ayrı oluşumlar bir bütün karşısında dayanamayıp,yok olurlar.
Varlığımızı korumak için birlik ve beraberlik içinde fitne, fesat ve ayrılıkçılıktan uzak   bizi bir arada tutan değerlere sımsıkı sarılarak İslam kardeşiği içinde birbirimize saygı duyarak yaşamalıyız.
Türk Milletinin birlik ve beraberliğinden ,kardeşliğinden ,hoşgörülü oluşundan,demokratik yapısından ,toplumsal barışındandan rahatsız olan menfaatçi  iç ve dış güçler her zaman olduğu gibi iş başında olabilirler. Çok uyanık olmalıyız. Bütün bu güçler karşısında birlik ve beraberliğimizi koruyarak mücadelemizi sürdürmeliyiz.  Milletimizin birlik ve beraberliğini zedelemek ve yok etmek isteyenlere fırsat vermemeliyiz.  Hangi kökenden olursa olsun vatandaşlarımızın hepsini kucaklayacağız. Vatanımızda herkes güven içinde yaşayacaktır.  Ülkemiz olan Türkiye Cumhuriyeti  huzur ve güvenin merkezi, kardeşlik ve sevginin kaynağı dır. Ülkemiz tüm dünya için özellikle İslam ülkeleri için örnektir.


Millet olarak bizi farklı kılan değerlerimize sımsıkı sarılmalıyız. Siyasi düşüncelerimize, kanaatlerimize bakmadan,tahriklere kapılmadan ve birbirimize düşmeden birliğimizi korumalıyız.
Birlik ve beraberlik konusunda Yüce Allah kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
    “ Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın...” (Al-i İmran Suresi, 103.ayet)
   “ Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin. Çünkü  o apaçık düşmanınızdır” (Bakara Suresi, 208.ayet)
“Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.”  (Enfal Suresi, 46)
“Eğer mü’minlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekisine saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever.” (Hucurat Suresi,9.ayet)

Sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.)  de şöyle buyurmuştur:
“Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları kardeş olun... (Buhari,Edeb,57)
“Size birlik halinde bulunmanızı tavsiye eder, ayrılıp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim ...” (Tirmizi,fiten,7)
“ Müslüman topluluğundan bir karışta olsa ayrılan kimse boynundaki İslam bağını çözmüş demektir.” (Ebu Davud,sünnet,27)
 


Birlikteliğimizi pekiştirmek,terör ve hainlerin  pisliğinden kurtulmak için şunlara dikkat etmeliyiz:
1-Bizi biz yapan ortak değerlerimize daha fazla bağlanmalıyız.
2-Yüce dinimiz olan İslam  dininin kurallarını bilinçli olarak uygulamalıyız.
3-Milletimizin birlik ve beraberliğinin temelinde İslam kardeşliğinin olduğunu unutmamalıyız.
4- Devlet olarak adalete  önem vermeliyiz. Çünkü adalet mülkün temelidir.Ülkemizde yaşayan tüm vatandaşlarımızın hepsinin  eşit haklara sahip olduğunu bilmeliyiz.Uygulamalarda buna dikkat etmeliyiz.
5-Devletimiz tüm gücüyle terörü ve hain girişimleri  bitirmek için uğraşırken, biz de millet olarak askerimiz ve polisimizin yanında olmalıyız. Unutmamalıyız ki güvenlik güçlerimiz bağımsızlığımız, birliğimiz ve varlığımız için canlarını ortaya koymaktadır. Ve bunun  için şehit olmaktadırlar.
6-Bölücülere  ve Terör örgütlerine katılanlar, örgüt faaliyetlerinde yer alanlar, kamu düzenini bozmaya çalışanlar, halka ve kamu malına zarar verenler cezalandırılmalıdır ve asla affedilmemelidir.
7-Terörüst, bölücü,hain,ve kamu düzenini  bozmak isteyenlere karşı Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi her zamankinden daha fazla önemsemeliyiz.
8-Ülkemizde yaşayan vatandaşlarımızın ırkı ve kökeni  ne olursa olsun ; düşünce, inanç, kanaat ve mezhebi farklı olsada hepsi  bir ve beraber olduğumuz  miilletimizin bir ferdidir. Hepsiyle aynı şartlarda yaşadığımızı  ve aynı değerler etrafında birleştiğimizi unutmamalıyız.
9-Milli meselelerde, vatan ve millete yapılan saldırılarda, bağımsızlığımız söz konusu olduğunda, bütünlüğümüze zarar verildiği durumlarda tek vücut olarak mücadele etmemiz gerektiğini en iyi bir biçimde anlamalıyız.
10-Hep beraber Milletimizin refahını yükseltmek, ülkemizin birlik ve beraberliği için, el  ele, yürek yüreğe vererek  samimi olarak çalışmalıyız...
11- Artık iyi bilinmelidir ki, hep birlikte hareket  ettiğimiz  sürece her türlü şeyin üstesinden geliriz. Milli şairimiz Akif’in dediği gibi;Toplu vurdukça yürekler onu top bile sindiremez!
12-Biz bu vatan üzerinde yüzyıllardır bir ve beraber yaşadık; bundan sonrada yüzyıllarca hatta bin yıllarca beraber yaşayacağız... Hep ileri gideceğiz, her zaman güçlü olacağız.
Bizi hiç kimse bu kutsal yoldan ayıramaz...

Yüce Allah’a şükürler olsun ki, cesur Türk Mileti’nin azmi, kararlılığı,inancı,birlik ve beraberliği ile  nice zaferlere imza atılmıştır.
Tarihimiz bu zaferlerle doludur. Zaferleri anlatacak olursak sayfalar yetmez...
Türk Milleti tarihte birlik ve baraberlik ruhuyla çeşitli etnik yapılara rağmen tek vücut olarak varlığını sürdüre gelmişdir.
Herkes şunu iyi bilsin ki, her zaman olduğu gibi milletimiz topyekün bölücülerin ve vatan hainlerinin karşısındadır.
Bir yıl önce 15 Temmuz 2016 günü Türk Milleti’nin  Fetöcü cuntacılara ve hainlere karşı direnişi; Ortadoğu da ve tüm dünyada örnek olmuştur.
15 Temmuz ruhu gelecek kuşaklara herzaman model  olacaktır ve unutulmayacaktır.
Bu vesile ile tüm şehitlerimizi  rahmetle anıyor  ve gazilerimize hürmetlerimi sunuyorum.
15 Temmuzu unutmayacağız ve unutturmayacağız.

 Efkan VURAL









11 Temmuz 2017 Salı

Kur’an-ı Kerim’den mesaj var – 13








Hiç düşündünüz mü? Allah’ın 99 ismi onun aynı zamanda sıfatları yani Allah’ın özellikleridir.
Allah’ın 99 isminden biri de Adaletli olmaktır. Adaletli olmak Allah’ın emridir. Adalet herkes içidir. Adil olmak bir müslümanın en önemli özelliği olmalıdır. Yaptığımız iş ve davranışlarda adaleti esas almalıyız.

Mülkün temeli adalettir. Devletin de devamı için adalet şarttır. Hiçbir surette adaletten ödün vermemeliyiz. Adaletin uygulanmadığı veya adaletsiz uygulamalarda toplumda güvensizlik oluşur. Güvensiz toplumların birlik ve beraberliği kolayca çözülür. Milleti bir ve beraber yapan adalet anlayışı ve adaletin tarafsız uygulanışıdır.

Dolayısıyle yediden yetmişe herkesin adaletli olması ve adaleti savunup hayat iksiri olarak kabul etmesi lazım. Adaletten asla ödün verilmemelidir. Adaleti devlet sağlamalıdır.
Mahkemeler adaletin kılıcı olmlıdır. Hakimler ve savcılar kararlarında tamamen hür ve serbest olmalıdır. Kararlarını kanunlara  göre ve vicdanlarının sesini de  dinleyerek vermelidirler.

Adaletli davranma konusunda  Yüce dinimizin  bize vermiş olduğu öğütler, Allah’ın emirleri ve Peygamberimizin uygulamaları  bizim için çok önemlidir.

Peygamberimiz bizim için her konuda olduğu gibi adaletli davranma   ve  adaleti tam uygulama konusunda da iyi bir örnektir.

Bu konuda  Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Beni  Mahzûm kabilesinden hırsızlık yapan bir kadının durumu Kureyşlileri çok üzmüştü.Onlar: – Bu konuyu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile kim konuşabilir, diye kendi aralarında müzakere ettiler.Bazıları: – Buna Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in çok sevdiği Üsâme İbni Zeyd’den başka kimse cesaret edemez, dediler. Üsâme, onların istekleri doğrultusunda Resûlullah ile konuştu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Üsâme’ye:– “Allah’ın koyduğu cezalardan birinin uygulanmaması için aracılık mı yapıyorsun?”diye sordu; sonra ayağa kalktı ve halka şöyle hitap etti:“Sizden önceki milletler şu sebeple yok olup gittiler: Aralarından soylu, mevki ve makam sahibi biri hırsızlık yapınca onu bırakıverirler, zayıf ve kimsesiz biri hırsızlık yapınca da onu hemen cezalandırırlardı. Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in kızı Fâtıma hırsızlık yapsaydı, elbette onun da elini keserdim. (Buhârî, Enbiyâ 54,Müslim, Hudûd 8, 9.
Peygamberimiz İslam devleti yönetiminde adaletten ödün vermemiştir. Onun adalet anlayışı ve adaleti uygulayışı kendisinden sonraki yöneticilere  örnek olmuştur. 

Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de ki,  mesajı şöyledir:

“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah'a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.” (Maide suresi 8.ayet)

Ne mutlu adaleti ayakta tutanlara...

9 Temmuz 2017 Pazar

Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı



Peygamber Efendimiz tarafından Ramazan ayının son on gecesinde aranması tavsiye edilen Kadir Gecesi bütün İslam dünyasında ve ülkemizde 27. gece kabul edilerek kutlana gelmiştir. Fakat Ramazanın yirmisinden sonraki geceleri, her biri Kadir Gecesi imiş gibi düşünmek ve kıymetlendirmeye çalışmak uygun olur. Zaten gizlenmesinin hikmeti de müslümanların Ramazan gece ve gündüzlerini daha iyi değerlendirmeye teşviktir. Kur’an’ın ifadesine göre Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Bin ay yaklaşık seksen üç yıl eder.Bu bakımdan kadir gecesini iyi değerlendirmeliyiz.
Kur’anın bu gecede indirilmesi nedeniyle, Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilmektedir. Bu durumda geceyi değerli kılan Kur’an’dır. Bu bakımdan Kur’an’ önem vermeliyiz,Kur’an’ı öğrenmeliyiz, özellikle Kur’an-ı Kerim’in anlamına vakıf olmalıyız. Bunun içinde Kur’an’ın Türkçe mealini okumalıyız. Gerek duyulan ayetlerin de tefsirlerine bakmalıyız.
Bu gecenin başlıca özellikleri şunlardır.
1- Sevgili Peygamberimize gönderilen en büyük mucize olan Kur’an-ı Kerim bu gece indirilmiştir.
2- Bu gecede bin aydan daha hayırlıdır.
3- O yıl içinde meydana gelecek şeyler hakkındaki Allah’ın ezeli takdiri bu gece meleklere açıklanır ve duyurulur. Bu sebeple bu gece; “hüküm gecesi” diye yorumlanmıştır.
4- Kadri kıymeti çok olması dolayısıyla “şeref ve azamet gecesi” diye yorumlanmıştır.
5- O gece meleklere yeryüzü dar geldiği için; “tazyik gecesi” diye yorumlanmıştır. Ancak buradaki tazyik ve sıkışıklıktan maksat değerli ve hayırlı işlerin ortaya çıkmasıdır.
6-Çok kıymetli bir gece olduğu için “ K a d r ” kelimesi, Kur’an-ı Kerim’de bir sureye ad olmuştur.

Bu geceyi iyi değerlendirmek gerekir. Bunun için de ;
1-Bu gecelerde ibadet edilmeli: Geçmiş namazlar kaza edilmeli, geçmiş namazı olmayanlar nafile namaz kılmalı.
2-Kur’an, okunmalı, Kur’an okuyanlar dinlenmeli, Kur’an’ın anlamı (emir ve yasakları) üzerinde düşünmeli. Kur’anı Türkçe mealinden okumalı.
3-Bol bol dua edilmeli
4-Tevbe-istiğfar edilmeli, günahlardan arınmak için Yüce Allah’a yalvarılmalı.
5-Zikr ve tefekkür edilmeli; Cenab-ı Hakk’a olan iman, sevgi ve bağlılıklar tazelenmeli.
6-Dini öğütlere kulak verilmeli.
7- Bu geceden sonra yaşadığımız sürece Kur’an’a bağlı kalacağımıza, O’nun mealini sürekli okuyacağımıza ve Kur’an’ın sunduğu bilgiye uygun olarak iman etmeye ve İslamı yaşamaya gönülden söz vermeliyiz.
Bu geceye adını veren Kadir suresinin anlamı şöyledir:
Bismillahirrahmanirrahim
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
1. Doğrusu, Biz, Kuran'i kadir gecesinde indirmişizdir.
2. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?
3. Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.
4. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler.
5. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.

Evet, her geceyi kadir gecesi,her günü Cuma, her ayı da Ramazan ayı gibi düşünerek hareketlerimizi düzenlemeliyiz…
Ramazan Bayramı
Ramazan ayı denildiğinde akla ilk gelen şey oruçtur.Bir ay boyunca oruç tutulur. Nefsi arzuları bir kenara koyarak, Kur’an’ı Kerim okuyarak, zikrederek, selavat getirerek, teravih namazını kılarak, fitreyi vererek, günlerini iyilik ve fazilet üzerine geçirerek bir ay sabreden Müslümanlara Allah’ın bahşettiği Ramazan Bayramı sevinç ve coşkunun yaşandığı, kardeşlik duygularının kabardığı,sevgi ve saygının öne çıktığı bir gündür.

Bayramlar vesilesiyle dargınlıklara son vermeli, sırf Allah rızası için tanıdığımız veya tanımadığımız kimselerle bayramlaşmalı, hal ve hatırları sorulmalı.

Bayram günlerinde İslam kardeşliği bir kez daha önem kazanır. Sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v) şöyle buyurur: “Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.” (Buhari.nikah.45.)

Sevgi barış ve kardeşliğin öne çıktığı bayram günleri dışında da bu güzel hasletleri devam ettirmeliyiz. Birbirimizi Allah için sevmeliyiz. Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “Mü’min olmadıkça cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de Mü’min olamazsınız…” (Müslim,İman, 93.)

Kendimiz için istediğimizi din kardeşimiz için de istemeliyiz. Sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v) şöyle buyurur : Hiç biriniz kendi nefsi için istediğini (Mü’min ) kardeşi için de istemedikçe (tam) Mü’min olamaz.”(Buhari,İman, 7) Başka bir hadiste ise peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “Müslüman müslümanın kardeşidir, ona hiyanet etmez,yalan konuşmaz ve onu sahipsiz bırakmaz. Müslümanın her şeyı ; ırzı malı ve kanı müslümana haramdır…” (Müslim ,birr ve sıla, 32.)

Bayram dolayısıyla küs ve dargınlıkarı sonlandırmalı, barış ve sevgi içinde yaşamalıyız. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “ Bir müslümana kardeşine üç günden fazla küsmesi helal olmaz. (Buhari, edeb, 57-62.)

Evet bayram günlerinde şunları yaparsak Allah’ın rızasını kazanmış oluruz:

1- Bayram namazını kılmak,
2- Bayram namazı sonrasında cemaatle bayramlaşmak,
3- Bayramlaşırken selavat getirmek,
4- Çocukları ve yetimleri sevindirmek,
5- Ailemizle bayramlaşmak, aile fertleri arasında sevgi ve saygıyı artırmak,
6- Komşu ve akrabalarla bayramlaşmak,
7- Hastaları ziyaret etmek, onlarla bayramlaşmak, Engelli kardeşlerimizi ihmal etmemek.
8- İkramda bulunmak,
9- Mezarlıkları ziyaret etmek, Ölümü düşünmek,
10-Dargınları barıştırmak,
11- Bayram vesilesiyle sevgi,barış,kardeşlik ve höşgörüyü yaygınlaştrmak ve bayram sonrasına taşımak.
Ramazan bayramını tebrik eder, Milletimize ve tüm İslam alemine hayırlara vesile olmasını Yüce Allahtan dilerim.

Nice bayramlara…….